Dursun Ali Erzincanlı 52 Gün Lyrics

Alemlerin Rabbi olan Allah bir peygamber gönderecekse eğeryıldızlarla duyrulur bu haber kamar menzillerinde üç yıldız doğar üç yıldız kainatı bu haberle müjdeler şimdi son kez doğacak yıldızlar müjde üstüne müjde nur üstüne nur gibi şimdi sonkez müjdeleyecek O son aziz peygamberi elli iki gün var

hanei saadette hüzün ve sevinç iç içe tesellisini bekliyor annelerin annesi eşini kaybetmiş hazin bakışlarıyla incisini bekliyor belki o minik kalp atışlarını duyuyor belki gözyaşı döküyor babasız dünyaya geleceğine ama taşıdığı rahmetin farkındadır hazreti Amine tam elli iki gün var

Ve yıldızlarında ötesinde hazırlıklar kuşlar var kuşlar bakışlarıyla mesafeler aşmakta kuşlar dünyadan çok uzakta ama hızla dünyaya yaklaşmakta tam elli iki gün var

mekkei mükerremede bir felaket haberi yemen valisi ebrehe Kâbeye saldıracak Abdulmuttalip in alınan 200 devesi mekke reisi develerini istiyor Kâbe nin sahibi abeyi korur Ebrehe öfkeli onu bana karşı kimse koruyamaz diyor kureyşin ulusu son sözünü söylüyor Ben ona karışmam İŞTE SEN İŞTE O... Elli iki gün var

Mekke halkı tepelere yürür dağ başlarına, mekke boşaltılır Haremi şerif mahsum, Abdulmuttalip mahsum kureyşin ulusu Kâbenin halkasına tutunur İlahi dokunulmazlığı tehlikeye düşmüş olanları, koru Kâbeyi ve Kâbe halkını koru ve ardından oda yürür dağlara birtek örütüsü kalır Kâbenin yemen alacası bir örtü hanei saadet yalniz, makamı ibrahim yalnız, hicri ismail hacer-ül esvet veKâbei muazzama yapayalnız Ve kuşlar ayak yapılarından belli ki sadece uçmak için yaratılmışlar bir yere kesinlikle konmayacaklar kuşlar hızla dünya semasına yaklaşmaktalar Elli iki gün var

Muhasaf vadisinde ebrehenin ordusu en önde devasa bir fil ardında 60.000 sefil Kâbeyi yıkmak için harekete geçiyor daha adımını atmadan fil Ebrehenin yol göstericisi tufeil yaklaşıp kulağına birşeyler fısıldıyor 'Mamut sağ ve selametle geldiğin yere geri dön çünki sen Allah'ın dokunulmaz kıldığı memlekettesin' ve tufeil de çekilir dağlara ve fil dizlerinin üsrüne çöker orduda bir kargaşa ne oldu bu file yönü başka tarafa çevrilince koşuyor hemde delice bir süratle ama Kâbe tarafına döndürülünce yüzü kapanıyor dizlerinin üstüne ucu sivri demirler sokuluyor burnuna mamut kalksın ve yürüsün diye ama nafile tam o esnada gökyüzünde yemen tarafında bir karartı kapkara bir bulut gibi deniz üzerinden gitgide yaklaşan yaklaştıkça netleşen bir karartı ve dehşetle açılan gözler ve sapsarı kesilen yüzler bir ses dayanabilecekseniz bakın diyor çünki gökten ebabiller yağıyor yeryüzünde hiç görülmemeiş kuşlar irili ufaklı bölük bölük fırka fırka birbiri ardınca başları vahşi hayvanların başı gibi gagalarında ve ayaklarında taşlar pişirilmiş çamurdan kanatları benek benek kar beyazı o ilahi nurdan ve alınlarında bir yazı EL-KAHHAR belli ki azab için yaratılmışlar işte başlıyor azab ebrrehe ile 60.000 kişilik ordusu ve sicim gibi yağan taşlar taşlaşmış yürekleri söküp çıkaran taşlar elli iki gün var

Kâbe yalnız deil Kâbe sahipsiz deil ve haykırıyor Kâbe'Hani nerde ordunuz hani gururlanıyordunuz hani kaçış yurdunuz hem nereye kaçıyorsunuz takip eden Allah nereye kaçacaksınız takip eden Allah' bugün fil ordusundan bu azabı tatmayan hiç kimse kalmayacak ebrehe mağlup galip olan Allah bilinizki sonunuz alevli bir ahttır intikam alanların en hayırlısı Allah'tır

Yarabbi bugün ve bugünden sonra eğer bir ebrehe ruhu toplayıp ordusunu yürürse haremine n'olur ebabillerini gönderme Muhammed-i muhabbetle dolu bir kalpte duruncaya dek gönderme azab kuşlarını o gün dağlara çekilen halk nasıl kurku içerisinde izlediyse onları bugün ebabiller izlesin bizi ve yeryüzü duysun sesimizi Kâbei muazzamanın koruyucusu biziz çünki biz ümmeti Muhammed iz ebabiller uzaklaşırken mekke den Kâbei muazzama gönüller sultanını bekliyor anneler annesi gülünü bekliyor tam elli iki gün var!

DURSUN ALİ ERZİNCANLI